Gündem

Süleyman Olmak ya da Daron Kalmak, İşte Bütün Mesele Bu!

Helal olsun Daron!’ diyenler, ‘Göğsümüz kabardı’ mesajları atanlar… Ama hep aklımızın bir köşesinde şu gerçek vardı: Daron, Türkiye’de kalsaydı Nobel’i alabilir miydi?

Muhtemelen akademiden uzaklaştırılmış, bir kahvehanede kitap okurken görülecekti. Belki de kendisine ‘Süleyman’ dedikleri o günkü gibi yine sessizce boyun eğmek zorunda kalacaktı. Ya da belki de ‘neden bu kadar çok Süleyman var ve neden bu kadar az Daron var?’ diye kara kara düşünecekti.

Süleyman olmayı reddetmek yerine bu yarayı içinde saklayan Daron, dünyaya kendi adıyla iz bıraktı ve bu topraklarda sürekli olarak hissettirilen ‘Sen buralı değilsin’ hissiyatına rağmen Nobel’e uzandı. Bu yolda en büyük ironi ise, ödülü alışından sonra ‘Bizim Daron’ diye alkışlanması oldu. Daron’un Nobel’i, Süleyman olmama kararlılığının en güzel ödülü oldu.

Toplum olarak bizse, ‘Süleyman’ olmanın ne demek olduğunu ve Daron’un neden bu kadar önemli olduğunu anlamaya çalışıyoruz hala. Ama Nobel’in parıltısı altında, gerçekten ‘kim Süleyman, kim Daron?’, ‘Kurumlar mı, yoksa Süleymanlar mı bu işleri yoluna koyuyor?’ ya da ‘Bizim bunca Süleyman’la neden hâlâ bir Daron’umuz daha yok?’ diye sormadan edemiyor insan.

Sayın Daron Acemoğlu, belki biraz geç kaldık ama ne diyelim, aldanmışız, yanılmışız. Sen bizim kusurumuza bakma.

Tebrikler, Daron Acemoğlu! Gel de bitsin bu hasret!

Not: Yazıda adı geçen tüm Süleymanlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçekle herhangi bir ilgisi yoktur; varsa bile tamamen tesadüfidir 🙂

Instagram

X

LinkedIn

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Gündem Haberler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu